Değişim için yeni nesil anlayış ve uygulamaların alanı...
Beden ve zihni bağlantıya geçirme deneyimine hoşgeldiniz
1982 yılında İstanbul'da doğdum. 2005 yılında İstanbul Üniversitesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Yüksek Okulu'ndan "Fizyoterapist" ünvanıyla mezun oldum. Klinikler, hastaneler ve rehabilitasyon merkezlerinde nöroloji, pediatri, ortopedi başta olmak üzere
bir çok bölümde görev aldım. 2009'dan itibaren yerli ve yabancı uzmanlarla çalışarak çok çeşitli hareket disiplinlerini öğrendim, güncel tedavi metotlarının eğitimlerini aldım. Yurt içinde ve yurt dışında hem terapi alanında çalıştım hem ihtiyaca yönelik pek çok ileri seviye eğitim düzenledim. 15 yıllık yoğun tecrübenin neticesinde farklı metotlardan sentez yaratarak hızlı sonuç aldığım bir yaklaşım ve çalışma yöntemi edindim.
İyilik halinin korunması ve geliştirilmesinde en değerli konseptin "hareket" olduğuna her zaman inandım. Yıllar içinde kendi bedenimde de yaşadığım tüm değişikliklerle, kullandığım metodun sadece mühendislik değil, insanı anlama çabası ile sonuç vermiş olduğunu gördüm. Bu yüzden seanslarda uyguladığım "zihin ve bedeni bağlantıya geçirme" çalışmasını da verdiğim eğitim ve konferanslarda paylaşıyorum.
İnsan bedeni tüm gün yüklendiği stresler ve mekanik yüklerden sık sık arınmaya ihtiyaç duyar. Beden yoluyla gerçekleşen hızlı temizlik, birikmelere ve hastalıklara engel olur.
Bunu yapmadan ve yaşam alışkanlıklarını değiştirmeden sağlıklı olmayı dilemek, sağlığı sağlıkçılardan beklemek gerçekçi değildir. Hep aynı şeyi yaparak hayatta kalmak başta kolay gibi gözükse de, zaman içinde kalıplaşan davranışlar insanı yaşamın gerisinde bırakırken, bedende ciddi yorgunluklar ve kör noktalar yarattığı için değişim, bir gün
"rahat-sız-lık"la zorunlu hale gelir.
"Gerçek dinlenme" için ayrılan zaman hayati önem taşır ancak, rahatlama isteğinin bir türlü gerçekleşememesinin altında yatan sorun, bunu hiç denememektir. İnsan vücudu tek başına en yüksek teknolojiye sahipken, insan yapımı alt model teknolojilere ihtiyaç duyan zihin yapısının esiri olmak, yaşamsal kısır döngüler yaratmaktadır. Çünkü icat edilmiş teknolojilerin kullanım amacı, gerçek ihtiyaçların çok ötesinde, zihni uyuşturacak kadar tembelleştiren bir "oyalama" mekanizmasına dönüşmüştür.
İnsan zihninin bedenle bağlantısının ne durumda olduğu, bunun ne kadar farkında olunduğuyla ilgilidir. Gün boyu dikkatin dışarı yöneltilmesi bedenle olan bağlantıyı
zayıflatır. Dışarıdan beş duyu ile alınan tüm bilgi, bedene kaydedilir. Bilgilerin şiddeti ve türüne göre bedende çeşitli etkiler oluşur. Rahatsızlıklar, zihnin yapısında değişim gerektiği zaman ortaya çıkar. Zihni dönüştürmenin en hızlı ve etkili yolu da yine bedenle çalışmaktır. Bağlantı kuvvetli olduğunda bağışıklık sistemi, hormonlar, organların çalışma kapasitesi, vücut dengesi, nefes, zihin ve psikolojik durum da iyi olur.
Varoluşta bize en yakın olan bedendir ve onu tanımaya çalışmak sonsuz merak ve uğraş ile devam etmelidir.
Ağrısız ve daha zinde bir hayata adaptasyon için önce hastayı dinleyip analiz ediyorum. Lokal şikayetlerin sebeplerini bulmakla birlikte, bütünsel dengeyi bozan mekanizmayı da anlatıyorum. Böylece asıl odaklanmamız gerekenin ne olduğunu birlikte görüyoruz. Ardından yapacağımız uygulamalarla bedenin hareket etme şeklini değiştirerek yol alıyoruz.
Kas - sinir sistemini eğiterek eski hareket şekillerini yeni ve rahat olanlarla değiştiriyoruz. Algı, bedenin hareket alanı ile aynı anda genişliyor. Duruş ile nefes iyileştikçe, fiziksel ve zihinsel kapasite de yükseliyor, hayatı daha dolu yaşamaya başlıyoruz.
+90 537 711 88 77
(10:00 - 19:00)
İSTANBUL